Müzik tarihine yazlık ziyaret I - Berkay Özbek
fikir havuzu, haber, inceleme, kırık kulak, kırıkkulak, manşet, müzik, yazıçeviri 13:04
Sitemizde “Müzik Tarihi” başlıklı, ağırlıklı olarak da klasik müziğin serüvenine yoğunlaşan bir yazı dizisine başlıyoruz.
Yaz boyu sürecek olan yazı dizimizin temel amacı antik çağlardan başlayarak günümüze kadar müziğin (özellikle klasik müziğin) her döneminin belirleyici özelliklerini vurgulamak, müzik tarzlarının ve enstrümanların gelişimini incelemek ve önemli bestecilerle onların eserleri hakkında bilgi edinmek olacak… Bunu yalın bir dil kullanarak, okuyucuyu salt bilgi bombardımanına tutmadan, eğlenceli akılda kalıcı kimi öğelerle de zenginleştirerek yapmaya çalışacağız.
Tabii ki müziğin tarhinide yolculuk ettiğimiz zaman biryandan da insanlık tarihine de şahitlik etmiş olacağız. Çünkü müzik tarihi hemen hemen insanlık tarihi kadar eskidir. Müzik tarihi insanların seslerini kullanmaya başlaması ile başlar. Dolayısıyla tarihteki ilk enstrüman insan sesidir. İlk şarkıların kökleri ise insanların doğadaki sesleri taklit etmeye çalışmasına uzanır.
Bundan sonra insanlık taklitten kendi enstrümanlarını yapma aşamasına doğru ilerlemiştir. Müzik tarzlarının ve enstrümanların gelişimi ise tarih boyunca insanlığın ihtiyaçları ile paralel ilerlemiştir. Örneğin; Afrika’nın vurmalı çalgılar geleneği birbirinden uzakta yerleşmiş kabilelerin birbirleriyle iletişim kurma ihtiyaçlarına dayanır.
Dizi boyunca inceleyeceğimiz müziğin diğer bir özelliği de müzisyenlerin ve bestecilerin istihdam ediliş biçimleri, eserlerine toplumun hangi sınıfsal kesimi tarafından ulaşılabildiği-ulaşmasına izin verildiği, egemenler tarafından kimlerin müzik yapmasına izin verildiği ve tabii ki kimlerin egemen olduğu vb. verilerin söz konusu dönemin toplumsal yapısı ve üretim ilişkileri hakkında bize verdiği bilgiler olacak. Buna örnek olarak barok dönem bestecisi Bach’ın (1685-1750) istihdam edildiği kilise tarafındam haftada birkaç eser bestelemeye zorlanmasıyla, “patron” denilen aristokratlar tarafından istihdam edilen klasik dönem bestecisi Beethoven’ın (1770-1827) ise kimi eserlerinin bestelenme sürecinin bir yılı aşması gösterilebilir.
Dizimize bu bakış açısıyla antik dönemlerden başlayacağız ve Mısır, Sümer, Çin gibi eski uygarlıkların müziğini inceleyeceğiz. Buradan Antik Yunan ve Roma kültürüne, oradan Bizans’a uzanacağız. Ortaçağların ardından da Rönesans ve Reform’a bakarak sırasıyla müziğin; Gotik, Barok, Klasik, Romantik ve Modern dönemlerini inceleyeceğiz. Bu dönemler boyunca ilerlerken Rönesans, Fransız Devrimi, Ekim Devrimi gibi tarihsel olay veya süreçlerin müziğe etki üzerinde de duracağız.
Bütün bu dönemleri incelerken okuyucunun okuduklarının kafasında daha somut bir hale gelebilmesi amacıyla eser tavsiyelerimiz olacak. Bir sonraki yazı ile başalayarak her yazının sonunda tavsiye eserler bölümü olacak. Seçilen eserler söz konusu yazının üzerinde durduğu müzik döneminin öne çıkan bestecilerinin eserleri olacak. Bu eserler özellikle Barok dönemden itibaren kimi zaman oldukça popüler ve çoğumuzun bildiği parçalar olabilecekleri gibi, kimi zaman da popüler olmasa dahi müzik tarihindeki önemi ve kendinden sonra gelen besteciler üzerinde bıraktığı etki nedeniyle listemizde kendilerine yer bulacaklar. Her yazıda önerilen parçaları dinleyen bir okuyucu müziğin nasıl bir evrim geçirdiğine şahit olacak.
Gene her yazıda genel kültürümüzü arttırmak amacı ile birkaç tane terimi bilgi dağarcığımıza atacağız. Senfoni, konçerto, polifoni gibi. Terimlerin yanı sıra dizide ilginç bilgiler de yer alacak. Hangi ünlü bestecinin partisyonlarının, yine başka bir besteci tarafından ölümden yıllar sonra bir kasapta et sarmak amacıyla kullanılırken keşfedildiği, nota isimlerinin (do, re, mi...) nereden geldiği, ortaçağda kilisede şarkı söyleyen küçük çocukların neden hadım edildiği, hangi enstrümanın arkeologlar tarafından keşfedilmiş en eski örneğinin Anadolu’da bulunduğu gibi.
