Müzik tarihine yazlık ziyaret II - Berkay Özbek
haber, inceleme, kırık kulak, manşet, müzik, yazıçeviri 03:46
Müziğin doğuşu ve Antik uygarlılarda müzik
Müzik kelimesi Yunan mitolojisinden gelir. Antik Yunan’da ilham perilerine “muse” deniyordu. Müzik ise “ilham perileri için en uygun sanat” anlamına geliyordu. Müzik tarihi de insanların seslerini kullanmaya başlaması ile başlar. Dolayısıyla tarihteki ilk enstrüman insan sesidir. İlk şarkıların kökleri ise insanların doğadaki sesleri taklit etmeye çalışmasına uzanır. Bu çabanın altında yatan amaç ise duyguları ifade edebilmektir. İnsanlar sesleri daha güçlü ve yüksek hale getirmek amacıyla nefesli çalgıları, alkış ve ayakla tutulan tempoyu güçlendirmek için ritm enstrümanlarını icat etti. İnsanlar yanlızlık ve tapınma için mırıldanırken, korku veya cesaretlendirme amacı içinse çığlık atıyorlardı. Yerleşik rejimlere geçilmesi ile birlikte mırıldanmalar ilahilere, çığlıklar marşlara dönüştü.
Aslına bakılacak olursa bir sesin nota mı yoksa gürültü mü olduğu her kültürde farklı cevaplanacak bir soru. Bu soruya objektif bir yanıt vermek, en azından bir noktadan sonra, imkansız gibi gözüküyor. Dolayısıyla “ Müzik nedir? “ tartışmasına bu yazı dizisinde girmeyeceğiz ve mümkün olduğu kadar objektif bir bakış açısı ile müzik tarihinde yolculuk etmeye çalışacağız. Bu soru işaretini de not düştükten sonra kısaca antik uygarlıkların müziklerine bakmaya başlayabiliriz.
Mısır
Antik Mısır uygarlığında müziğin yerini arkeologların çıkardığı enstrümanlardan ve tapınaklardaki resimlerden anlayabiliyoruz. Mısır’da müzik hem ibadet amacıyla hem de dünyevi zevkler için yapılıyordu. Dans kültürü Mısırlılar için oldukça önemliydi, özellikle kadınlar şarkı söylüyor ve dans ediyorlardı. Dini amaçların dışında müzik dünyevi zevk için de icra ediliyordu. Enstrümanlar çoğunlukla kadınlar tarafından çalınıyordu çünkü Mısırlılar enstrüman çalmanın kahraman bir erkekten ziyade zarif bir kadına daha çok yakıştığını düşünüyorlardı. Flüt, arp, davul, khitara (modern gitarın atası) kullanılan enstrümanların bazıları idi.
Sümerler
Sümerler Güney Mezopotamya’da yerleşmiş bir uygarlıktı. Yazıyı bulmalarının yanı sıra hukuk, mimari, matematik gibi alanlarda da öncü konumundaydılar. Bu uygarlık için bilimsel ve idari gelişmeler sanatın oldukça ilerisindeydi. Müzikleri ise genel olarak Mısır müziği etkisinde gelişmiştir. Arkeologlar tarafından keşfedilmiş en eski telli enstrüman Sümerlilere aittir ve Alacahöyük’te çıkarılmıştır.
Çin
Çin’de müzik düşüncesi bir felsefeye dönüştü. Antik Çin düşünürleri müziğin kalbin sesi ve evrenin bir görüntüsü olduğunu düşünüyorlardı. Çin müziği 5 notadan oluşan gamlara dayanıyordu: pentatonik müzik. Kullanılan enstrümanların bazıları ise; davullar, ziller, flüt ve ünlü Çin gongları idi. Antik Çin’de 300 kişiye varan devasa koro ve orkestralar olduğu söylenir.
Hindistan
Hindistan müziği kronolojik olarak Çin müziğinin hemen ardında yer alır. Türk müziğindeki makamlara benzer olarak “raga” lar söz konusudur. Her raga farklı bir duygu halini yansıtır. Hatta bazı ragaların günün kimi saatlerinde veya kimi mevsimlerde çalınması yasaklanmıştı. Antik Hindistan’daki 4 kutsal kitaptan bir tanesi olan “samaveda” insanlık tarihindeki notalarla yazılmış ilk şarkıyı barındırır. Sitar, vina gibi genellikle daha once kullanılmamış enstrümanlar kullandılar.
Yahudi Geleneği
Mezopotamya’dan gelip Mısır ile Asur arasında yerleştiler. Dolayısıyla birçok kültürle etkileşime girdiler. Edebiyata oldukça önem veriyorlardı, hemen hemen herşeyi yazıya döküyorlardı. Antik uygarlıklara ilişkin bilgilerimizin büyük bir kısmını onların yazılarından elde ediyoruz. Yahudi dini seremonilerinde müziğin yeri çok önemliydi. İlahilerin kökeni genellikle Mısır ve Babil şiirleri idi. İlahilerin yanı sıra seküler müzik de yapılıyordu. Tarihteki ilk işçi şarkılarını yazmışlardır. Kullandıkları enstrümanlar Mısırlıların kullandıları enstrümanlarla oldukça benzerlik gösteriyordu.
Antik Yunan Geleneği
Batı uygarlığının Antik Yunanistan ve Roma ile inkar edilemez bağları vardır. Güzellik ve sanat ideallerinin köklere buralara uzanır. Edebiyat, özellikle Avrupa şiiri ve draması Antik Yunan gelenekleri üzerinde yükselir. Ancak bu dönemden sonar yaşayan müzisyenler o kadar da şanslı değillerdi. Çünkü Ortaçağlarda kilise otoritesi antik müziği ve tüm enstrümanları yasaklamıştı. Onlara gore tek kutsal enstrüman insan sesi idi. Bugün ise elimizde 45 tane antik müzik eseri var.
Yunan mitolojisinde müziğin kökeni tanrılardır ve sihirli güçleri vardır. Dini seremonilerde müzik önemli bir yer tutuyordu. Mesela Apollon’a tapınmak için lir çalınırken, Dionysus’a tapınmak için aulos (üflemeli bir çalgı) çalınırdı. Müzik monofonikti (orkestrasyonsuz sadece bir melodi) fakat enstrümental müzik gelişti ve virtüözlerin sayısı arttı. Bugün kullandığımız major ve minor tonların (La minor, Do major gibi) kökeni “mod” denen 7 notalı antik Yunan tonların dayanır. Bu tonlar isimlerini antic Yunan’daki yer isimlerinden almışlardır. En temel olanları Phrygian (Frikyalı), Dorian (Dorisli) ve Lydian (Lidyalı) dır.
Antik Yunanlılar sayıların evrenin anahtarı olduğu düşüncesindeydiler. Pisagor müzikal sesleri ve ritmleri rakamlar ile sıralamaya çalıştı. Bu çalışmasının sonucunda kulağa güzel gelen ve gelmeyen seslere karşılık gelen sayısal oranları buldu.
Yunanlılar için müzik ve şiir ayrılmaz iki parçaydı. Eflatun şarkıyı “ konuşma, ritm ve harmoninin bir karışımı ” olarak tanımlamıştır. Aristo ve Eflatun müziğin karakteri etkilediğini ve bir eğitim aracı olarak kullanılabileceklerini düşünüyorlardı.
Gene o dönemde müziğin insane üzerinde eğitici bir gücü olduğuna ve insanın karakterini etkilediğine inanılıyordu. “Doğru tür müzik, doğru bir insan yaratır ve tersi ”. Antik Yunan düşünürleri doğru insanın reçtesini şöyle veriyorlardı: “ Doğru tip bir insan için kişi jimnastik ile bedenini, müzik ile ruhunu disipline etmelidir ve bunlar arasında bir denge olmalıdır”.
Ortaçağın kaybettirdikleri
Antik dönemdeki müziklerle ilişkin bilgilerimizi çoğunlukla o dönemde yapılmış diğer sanat eserlerinden alıyoruz (duvar resimleri gibi). Geriye çok az sayıda antik müzik partisyonu kalmıştır. Çünkü ortaçağda çoğu yok edilmiştir. Zira, Ortaçağ Avrupası’nda tek kutsal sesin insan sesi olduğuna inanılıyordu ve enstrümental müzik yasaktı.
Tavsiye eserler
Ancient Greek Music – Cithara Ceremonies – Nemesise Hymn www.youtube.com/watch?v=TvctfxDdqUg
Ancient Greek Music – Song of Seikilos
www.youtube.com/watch?v=9RjBePQV4xE
