Biraz Mavi Biraz Lacivert Rüyalar - Necati Duran
haber, manşet, necati-duran, yazıçeviri 12:37
Antalya’nın Muratpaşa İlçesi’nde oturan ev kadını 54 yaşındaki Narşah Ortakalaycı, geçirdiği trafik kazası sonrası yürüyemeyen oğlu 27 yaşındaki Barbaros Hayrettin’e akülü araba alabilmek için çöplerden plastik mavi kapak toplamaya başladı. Ortakalaycı, "Bu araba benim çocuğumun eli ayağı olacak" dedi.[1]
Her köşe başında, her sokak lambasının direğinde ya bir damacana ya da beş litrelik bir su şişesi! İçlerinde rengârenk 'gazoz' kapakları! Hepsinin üstünde aynı yazı: "Engelliler için Yaşama Sevinci". Sanırım bu cümle kör etmiş gözleri. Çünkü eksik bir şey var bu eylemde. "Neden" sorusunu soran kimse yok!
Bir an, boşluğa düşmüş insanların hobi arayışına benzetiyorum bu eylemi. "Hadi hemen kapak toplayalım, engellilerin hayatını kurtaralım" diye konuşan insanların sesleri kulaklarımda çınlıyor. Ne kadar rahatsız edici bir ses olduğunu tarif edemem. Gerçeklikten o kadar uzak bir çaba ki!
… İyi niyetli ahmaklık …
Bu durum aynen şuna benziyor: "Afrika'da insanlar açlıktan ölüyor. Ben geçen gün oradakilere bir 'ramazan paketi' yolladım". Ne kadar iyi niyetli bir çaba, 'iyi niyetli' insanların 'iyi niyetli' çabaları. Bu iyi niyetli eylemler ve düşünceler üzerine kadim bir dostumun güzel bir sözü var: "iyi niyetli ahmaklık". İşte tam da değinmek istediğim nokta budur.
Yerdeki bir çöpü kaldırarak bu kirliliği temizleyemeyiz. Evet, duyarlı olmak gerekiyor tabiki. Ama sadece duyarlı olmak değil işin özü. Artık bunun bir sistem sorunu olduğunu görmek lazım! Somali'ye "insani yardım" derken ki eylemden farksız bir durumdayız. On yıllarca sömürdüğü, insanını yok ettiği, yaşanılamayacak bir hale getirdiği ülkeye yardım yapıyor, 'iyi niyetli' ülkeler ve onların 'iyi niyetli' insanları. Şimdi sormalı size: Ne demeye bu kapaklar toplanınca tekerlekli sandalye veriliyor? Tekerlekli sandalye verebilecek durumdayken neden kapak toplanmasını bekliyor bu 'iyi niyetli' şirketler, kurumlar, kuruluşlar? Hiç düşündük mü bu soruyu?
İnsanlar deliler gibi kapak topluyor, ama kimse sormuyor neden sorusunu? STK(Sivil Toplum Kuruluşları)'ların her zaman yaptığı şey bu değil midir? “Bilmem ne kadar öğrenciye giysi ve kitap yardımı yaptık!”, “Bilmem ne kadar 'aç'ın karnını doyurduk!”, Bilmem ne kadar kişiye ilaç yardımı yaptık!”. Bunlar gibi birçok maddeyi içeren tabloların olduğu sunumları göğüslerini kabarta kabarta yapan 'iyi niyetli' STK'lar.
… Sürdürülebilir refah mı? …
Ee, peki ne oldu? Halen değişmedi işsiz sayısı! Aksine arttı. Neden asgari ücret halen açlık sınırının çok altında? Neden insanlar sağlık sorunlarına çözüm bulamıyor? Tıp o kadar gelişmedi mi? Yoksa tedavi olabilecek paraları yok mu? Hani o kadar insana yardım etmiştiniz! Niye düzelmedi bu dünya?! Robin Hood misali zenginden alıp fakire vermediniz mi? Yoksa yine fakirden alıp zengine mi verdiniz? Neden halen yoksul insanların, emekçilerin cepleri ve hayatları boşalırken, burjuva denilen lanet sınıfın cepleri ve hayatları doluyor? Yoksa siz de o cepleri dolduranlardan mısınız? Değilseniz neden bir “dur” demiyorsunuz bu yaşananlara?
… Üç kuruşluk yardım paketi …
Bu kadar soruyu cevapsız bırakan 'iyi niyetli ahmaklar', farkına varmalı artık şunun: Bu sorun üç beş 'iyi niyetli ahmağın' üç beş 'iyi niyetli' yardımıyla çözülebilecek bir sorun değil. Bu bir sistem sorunu; insanları sömürmeye, tükettirmeye ve bilinçsizleştirmeye devam eden kokuşmuş bir sistemin sorunu! Bu sorun sizin üç kuruşluk yardımlarınızla çözülebilecek bir sorun değil! Her şeyi bir kenara bırakıp bu işi bilimsel bir zemine oturtalım ve sorumuzu öyle soralım: Dünya geneline bakıp bu kadar dengesiz dağılımın, bu kadar sorunun olduğu bir atmosferde; yaptığınız 'üç kuruşluk iyi niyetli' yardımların bu sorunları aşabileceğini düşünüyor musunuz? Eğer buna inanıyorsanız ya bilimsellikten tamamen uzaksınız ya da gerçekten birer 'iyi niyetli ahmak'sınız! Ve yahut her ikisi!
Her şeyi bir kenara bırakma ve silkinme zamanı geldi! Koşullanmış dürtülerinizden kurtulma zamanı geldi! Zaman, yaptığımız eylemleri bilinçli eyleme dönüştürme zamanıdır. En temelde sorunun özünü kavramak lazım! Dedik ya; bu bir sistem sorunudur hem de kokuşmuş bir sistem sorunudur; son çırpınışlarını yaşayan bir sistem. Bu sorunu aşmanın tek bir yolu var: O da bu sistemi yıkmaktan ve daha yaşanılabilir bir sistemi inşa etmekten geçer! Şimdi tekrar soruyorum: Bu sorunları görmezden gelip 'mütevazı' hayatınıza geri mi döneceksiniz? Yoksa 'üç kuruşluk iyi niyetli' yardımlarınızla, 'iyi niyetli ahmaklar' olmaya devam mı edeceksiniz? Yoksa silkinip bu sorunu kökten çözmek için mücadele mi edeceksiniz? Seçim size kalmış! Ne olmak, nasıl olmak, nerede olmak ve nasıl yaşamak istediğinize karar verin...
Bornova
27.09.2011 - 23.45
