Beni de Alın Lütfen! - Serdar Türkmen

Şöyle birşey;

Yazarın biri, kent meydanından geçerken olağan dışı bir kalabalık görür, yaklaşır. Tonlarca kitap orda toplanmıştır ve ateşe verilmek üzeredir. Yazar telaşla kendi kitabını arar yığının arasında. Nazi subaylarının tutuklama tehdidine dahi aldırmaz, aramaya devam eder. Telaşla kitap dolu alanın içinde ordan oraya atar kendini.

Bir süre sonra yığının içinden yavaş adımlarla çıkar. Kendi kitabı yakılanların içinde yoktur ve Nazi subayı'na ağlamaklı bir sesle sorar:

Burada benim kitabım niye yok, ben de doğruları yazmadım mı? Ben de anlatmadım mı olanı biteni en gerçek haliyle?
'Kıssadan hisse' hikayelerin artık gülünç olduğuna ben de katılıyorum. Bu hikayeyi ben mi uydurmuştum, birisi mi anlatmıştı veya bir yerde mi okumuştum hatırlamıyorum ama bugün içinde bulunduğum durumu iyicene tarif ediyor.

Düşünüyorum... Sendikacılar, muhalifler, gazeteciler, avukatlar, yazarların alayı içerde. Deniz Fenerciler, tecavüzcüler, yolsuzlar,  dışarıda. E, ben ne yapıyorum dışarda o zaman?

İşin garibi, bir sürü gün sayıyorsun hapiste, bir de üstüne eve fatura geliyor.

(ARA)
Burada, geçen günkü bir ayaküstü beyin jimnastiği sonucunu paylaşmam gerek:

"Öldürenden hapishane işgal parası, ölenden mezar parası alıyorlar"

Özlü sözlerimize ekleyelim derim. Biz de bir nevi ata sayılırız. Gelecek o kadar da uzun sürmez!
(DEVAM)

Papazın hikayesinin (Önce sosyalistleri aldılar sustuk, sonra eşcinselleri aldılar sustuk... bizi almaya geldiklerinde konuşacak kimse kalmamıştı) sadece zekice düzenlenmiş bir paragraf olduğunu düşünenlerdendim ama faşizm, eliyle taşaklarını kaşıyıp arsız bir sırıtmayla gezdiğinden, tekrardan böyle metinleri, basitleşmek pahasına duvara asmak gerekliliğini kavramış bulunuyorum.

AKP, krize hazırlanıyor

AKP, faşizmini görünür kılmış bulunuyor. Demek ki bir takım problemler kapısını çalıyor. "Kriz var kriz var bunalım var". Timur Selçuk'un yaptığı "Demek ki ne yapmalı, paradan at bir sıfır" tespiti oyundan alındı, yerine "Demek ki ne yapmalı, at herkesi içeri" girdi.

En sevdiğim de "Biz birşey yapmıyoruz ki, bu yargının işi" şirinliği. 3Y'nin bağımızlığı, 3A'lar; ne yalan-dolanlar dönüyor hayatımızın göbeğinde be!

AKP bu gözaltı-tutuklama faslını biraz daha genişletecek. Zaman Gazetesi bunun haberini verdi. AKP krize hazırlanıyor, daha doğrusu bizi hazırlamak gayretinde. Yakında 'Bir lokma bir hırka' gibi öğretileri alıp, işsizliğe ve yoksulluğa paravan yapmak için yeniden ısıtabilir.

Neticede komşuda pişenden payımıza azıcık da olsa düşebilme ihtimali, Ortadoğu'nun yeniden düzenlenmesinde (BOP) kilit rol oynayan AKP için terler içerisinde uyanılan bir kötü rüyadır.

Bu tutuklamalar da rüyanın sabahındaki paniktir.

Günün Şarkısı: KURBAN - Zorba
http://www.youtube.com/watch?v=6vvrDLDeZTM

Gizlediğin birşey mi var?
Bilmediğim derdin mi var?
Ellerin neden titrer?
Zorbadan korkun mu var?

Yakınma boşa,beni suçlama
Kovuldukça sana yetmedi,yetmedi
Alıştın buna,boşuna ağlama
Çektiğin sana kâr etmedi,etmedi

Sen korktukça, sen kaçtıkça
Zorba da gelir üstüne
Davranmazsan, haykırmazsan
Hergün tokadı ensende

Posted by Halksanat on 01:59. Filed under , , , , , , . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0

0 yorum for Beni de Alın Lütfen! - Serdar Türkmen

Görüş belirtebilirsiniz

İletişim...

Her türlü eleştiri, görüş ve katkınızı admin@halksanat.orgadresine ya da iletişim formunu kullanarak iletebilirsiniz.

Yazarlar

dımtıs

Büyüteç

Loading...

2011 Halksanat --Copyleft