HOP - Murat Dural


'Yaratıcılık' alışılagelmişin dışında şeyler düşünebilmek ve üretebilmek olarak tanımlanabilir. Yaratıcı düşünme etkinliği sonrasında bir şey  üreten kişi, sunduğu şeye göre 'Harika olmuş' 'Hangi kafayla yaptın bunu' 'Saçmalama' 'Iyyy' '....' gibi tepkiler alabilir. Yaratıcı kişi alışılagelmişin dışında şeyler üretirken toplumsal mantığı da hesaba katmak konusunda uyarılmalıdır, yoksa ortaya vahim sonuçlar çıkabilir...

AKP iktidar seçkinlerinin yaratıcılık mevsimi geldi. Çılgın projeleri, acayip söylemleri, korkunç icraatleriyle son dönemde hep beraber coştular. Ya kafa oldular ya da kafa buluyorlar. Ciddiye alınamayacak kadar ciddiler. Aynı zamanda hem gerici hem yaratıcı olabiliyorlar. Tehlikeli olan da bu;  gerici zihniyetin yaratıcı hali.  Anladığımız kadarıyla "Öhö öhö, efendim bu biraz az mantıklı gibi, bi daha şeyetseniz" demiyor yaverler. O zaman birilerinin 'hop' demesi gerekiyor bu iktidar seçkinlerine…

Ormanlara ve su işlerine bakmakla sorumlu, sorunlu insan Veysel Eroğlu yakın zamanda Çanakkale'ye gitti. Gitmişken bir de 'Evlilik Hazırlıkları Fuarı' diye bir etkinlik bulmuş, ona uğradı. 'Çanakkale'deki nüfusun artması için geldim' türünden şehvetli bir açıklama yaparak  '3 çocuk da yetmez Çanakkale'ye, en az 5 lazım' diye ekledi. 'Düz hesap olsun, 5 olsun' diye düşünmüşse demekki... Tehlike büyük, ardışık tek sayılar ile çocuk talebi giderek artıyor açıklamalarda, 'Ver Allah'ım ver' diye dolaşıyorlar. Sonra aynı coşkuyla yaratıcı projesinden bahsetmiş Veysel: Mutluluk Ormanı. Orman ve Su İşleri Bakanı’nın Mutluluk Ormanı'nda ay ve yıldız şeklinde düğün masaları bulunacakmış. Mutluluğun formülünü bulan bakan, insanları ‘nesli tükenmekte olan canlı’ olarak düşünüyor gibi. Kafasındaki hayalde orman içinde koşturan 5 çocuklu şirinler var gibi.  Yerli çizgi-dizi Pepe’yi izleyip izleyip yeni fikirler buluyor gibi... Bir de yetmemiş, stand başında duran 16 yaşındaki gelinlikli kadına ‘damat nerde’ diye sormuş fuarı gezerken. Buradan çıkarımla aceleci Veysel’in yeni projesi de ‘Özel Yetkili Savcılar’ gibi ‘Özel Yetkili Nikah Memurları’ olabilir. Bu cüppeli nikah memurları, sahilde bank bank gezip gördüğü yerde belediyenin verdiği özel yetkiye dayanarak evli olmayan çiftlere (nikah) kıyabilir.

İçteki işlere bakmakla sorumlu, sorunlu insan İdris Naim Şahin de 'Aristo Mantığı'nı yerle bir edercesine yaptığı bir açıklama ile listeye hızlı bir giriş yaptı. 'İçeridekiler dışarı çıkmak istiyorlarsa demekki dışarısı özgürdür' türünden yaratıcı bir tespit yapan İNŞ, literatüre 'dümdüz mantık' tanımını kazandırmış da oldu. Duble yol asfaltı kadar dümdüz bir mantıkla yaşamına devam eden İNŞ, travmatik bir gençlik yaşadığının ipuçlarını da veriyor. Arkadaş arası sohbetlerde,  serbest çağrışımlı bir şekilde muhabbet devam ederken biri ortaya alakasız-gereksiz birşey atar da uzun süreli bir sessizlik olur ya... İNŞ, ilk o zamanlar çıkmış ortaya. Karikatürlerde bu durum konuşma balonu içindeki üç nokta ile ifade edilir. Biz de İNŞ'ye bundan sonra kelime kullanmak yerine noktalama işaretleri ile açıklama yapmasını öneriyoruz. Hem daha ekonomik olur. Mantıklı şeyler çıkabilir?!..

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi'de yaratıcı-gerici bir bakış açısı  ile 'en geriye nasıl gidilir'in kurumsal örneği oldu yine çok yakın zamanda. Üniversite kampus içindeki aslan ve kartal figürlü heykel Ermenistan devlet armasına benzediği gerekçesiyle kaldırıldı. 3 dakika boyunca aralıksız ekrana bakınca Fatih Sultan Mehmet'in belirdiği siluet resimler dolaşıyordu bir ara internette… Gerekçe de ona benzemiş biraz, düşünceler nem kapmış, buzağı aranmış, düşman bulunmuş. Bu arada üniversite rektörü Prof. Dr. Ahmet Karaaslan da açıklamasında heykeli estetik bulmadığını dile getirmiş. Sol tarafındaki 'Prof' ve 'Dr' ünvanlarını yolda bulmuşçasını açıklama yapan Karaaslan sanat yorumculuğuna da soyunmuş. Bir ara eli kanlı general Kenan Evren de Picasso resimlerine bakıp 'Ne var ki, bunları ben de yaparım netekim' diye  ressamlık yapmaya başlamıştı. Aynı zihniyetteki Karaaslan'dan da böyle birşey beklenebilir. Eli alçılı rektörü kampus başında kendi estetik büstünü yapmaya çalışırken görebiliriz. Önerimiz; düz bir mermer yeterlidir, ekonomik de olur...

Kafasında birdenbire 'ampul' yanıp ilk düşündüğü şeyi mükemmel bir fikirmişçesine proje haline getiren AKP iktidar seçkinleri... 2011'in son günlerinde AKP milletvekili Reha Denemeç, AK Kütüphane Sosyal Bilimler Teşvik Ödülü ismiyle üniversitelere yazı gönderdi. Bu proje kapsamında üniversiteleri kendi politikalarını incelemeye çağırdı ve beğenilen en 'bilimsel' çalışmanın ödüllendirileceğini duyurdu. 'Hadi Beni Övün' dedi AKP tüm üniversitelere. Bir nevi 'Hadi egomu tatmin et' çağrısı yaptı bilim kurumlarına. 'Beni sevdiğini söyle' dedi. Yani çok da distopik değil yakın gelecekte AKP müfettişleri üniversitelerde amfilere girip şu soruları sorup şu cevapları almak isteyebilir:

-AKP'yi ne kadar seviyorsun?
-Bu kadar.. (Kollar çember biçiminde baş hizasında birleşir)
-Halkın kendi kendini yönetmesi nedir?.
-AKP.
-Kaç çocuk?
-x>3
-Dışarısı nasıl?
-Özgür.
-Dindarın zıt anlamlısı?
-Tinerci…

Ustalık dönemi yaratıcılarının  açıklamalarını, projelerini okuduk. Hepsini toplayıp sadeleştirince bir tane mantıklı düşünce yapar mı, değerlendirilmesi gerekir. Üniversitelilerin ise bunlara söyleyecekleri,  iktidar seçkinlerini ‘hop’ oturup ‘hop’ kaldıracak cinsten bilimsel, politik, tutarlı ve yaratıcı. İşlerine gelmeyebilir. Çürümüş düşünceleriyle layık olmadıkları üniversiteleri ziyaret etmek istediklerinde 'en az 3 yumurta' demekte üniversiteliler. Yazıya son verirken nereden geldiklerini anlamadıkları 3 yumurta düşsün, hepsi de gerici yaratıcı kafalara…

Posted by Halksanat on 22:25. Filed under , , , . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0

0 yorum for HOP - Murat Dural

Görüş belirtebilirsiniz

İletişim...

Her türlü eleştiri, görüş ve katkınızı admin@halksanat.orgadresine ya da iletişim formunu kullanarak iletebilirsiniz.

Yazarlar

dımtıs

Büyüteç

Loading...

2011 Halksanat --Copyleft